ULUSLARARASI ANADOLU’NUN İRFAN ÇAĞI SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Selçuk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Konya’da Uluslararası Anadolu’nun İrfan Çağı (XIII.-XIV. Yüzyıllar) Sempozyumu düzenlendi.
Türk kültürü varlık-yokluk kavramlarının her birine ayrı renkler kazandırmakta beşeriyete alternatifler sunmaktadır.
Türkiye Selçukluları dönemi bunun en güzel örnekleri arasındadır. Selçuk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Konya’da Uluslararası Anadolu’nun İrfan Çağı (XIII.-XIV. Yüzyıllar) Sempozyumu düzenlendi.
Uluslararası Etkinliğe Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ile 25. Ve 26. Dönem Milletvekili Mustafa İsen’in açılış konuşmaları ile başlandı. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal’ın başkanlığında gerçekleşen ilk oturumda oturum başkanı yanı sıra Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Kırbıyık, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitei’nden Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil İbrahim Usta Yunus Emre ağırlıklı değerlendirmeler yaparken Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Sinema Anabilim Dalı Başkanı; Adnan Menderes Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Söke İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Akkoyun Türkiye Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubad’ın kızlarından hareketle Moğol istilası karşısında Anadolu’nun durumunu Türk kültürünün zenginliği içinde Afyonkarahisar’ın Kadınanaları’nın sinema uyarlanması üzerinde durdu. Konuşmada şu hususlara yer verildi:
- XIX. yüzyılın sonlarında icat edilen sinema bilimsel ve teknolojik ilerlemelerle teknik açıdan kendisini durmaksızın geliştirirken popüler kültürü inşa unsurlarının başında yer aldı. Bunun yanı sıra köklü kültürel değerleri kendi bakışıyla yansıttı. Kültürel anlamda üstlendiği her iki rol hedef kitleye sanatsal biçimde yansıtılır.
Sinemanın ses dışında da bir dili vardır ki izleyicinin durumu ne olursa olsun onu anlayabilir. -
“Sekiz Asırlık Kadınana Temsiliyeti” Türkiye Selçuklularından Türkiye Cumhuriyeti’ne zaman kapsamlı olup Türk kadının kültürel zenginliğini ve engin fedakarlığını sekiz asır öncesiyle örneklendirerek sinema sanatıyla değerlendirip televizyon ve sinema sahasına takdim edecektir.
Türklüğün ikinci anavatan kazanımında “akıl almaz menkıbelerini halkın içinde efsaneleşen öyküleriyle” izlenebilecek değerli filmler üretmek mümkün görünmektedir.
- Bilindiği gibi şehirlerin zenginlikleri ve aktörleri bulunmaktadır. “Şehrengiz ya da Şehr-Aşup” adıyla örneklendirilebilecek eserlerde bunların toplanmasında fayda bulunmaktadır.
Bu yapının içinden kadın temalı, kültürel film ve diziler ulusal ve uluslararası pazarlarda karşılık bulabilecek niteliklere adaydır. - İslam Dünyasının her yanında “mescid, camiler, mektep, medreseler, imaretler, tekke, hankah, zaviyeler, kütüphaneler, misafirhaneler, hastaneler, çeşmeler, sebiller, hamamlar, makbereler, yollar ve köprüler, kervansaraylar vb. eserler sundukları hizmetlerle birlikte hayrat kavramının tezahürleridir.” “Vakıf hayratı arasında bütün İslam ülkelerinde dini nitelikli ve eğitimle alakalı kuruluş yanında … sosyal nitelikli toplantı yerleri olan da kullanılan kabirler (türbe) … şehirlerde ve kırsal kesimlerde yollar, köprüler, kervansaraylar, sulama şebekeleri, kaleler, deniz fenerleri, kanalizasyonlar, su yolları, çeşmeler vb. vardı.” -
“İslâm dünyasında şehirlerin birbirine bağlanmasında da vakıfların rolü büyüktür. Şehirlerarası ulaşım için birçok yol, köprü, ayrıca deniz fenerleri ve kalelerin inşası, büyük ticaret yolları üzerindeki konak yerlerine kervansarayların tesisi vakıflar sayesinde gerçekleşmiştir.
Bütün bunlar tüccar ve hacıların seyahatini kolaylaştırmak, yol güvenliğini sağlamak, yolcuları barındırmak ve doyurmak amacına yönelikti. Bir Selçuklu kervansaray vakfiyesinde kervansaraya gelen her sınıftan ve dinden yolculara yiyecek, ayakkabı ve hayvan yemi verilmesi şart kılınmıştır.”
- Binlerce yıldan beri medeniyete kaynaklık eden Anadolu takriben bin yıldır Türk-İslam kimliği ile farklı sahalarda katkısını sürdürmektedir. Etkinliğin zaman sınırını belirleyen XIII. Ve XIV. Yüzyıllarda taht merkezi Konya’da yaşanmak zorunda kalanların neticesinde kurtarılabilecek maddi anlamda belki de son unsurlar aslında birey, halk ve devlet bütünleşmesini basit bir örneğinin temsiliyetine imkan vermektedir.
- Bir iletişim bilimci ve sinema akademisyeni olarak araştırma konumuzda bugün küresel politikaların perdelediği evrensel değerlere yerelden bir katkı sağlayabileceğimizin farkındayız.
Bunu ihtişam ya da gösteriş olarak da algılamıyoruz. Türk kültüründen beslenme ve karşılığında da besleme muzafferiyeti görüyoruz.
- Sekiz yüzyıl sonra Kadınana Temsiliyeti birlikte bir “medya ürünü” olarak hedef kitle ulaştırılmakla kalmayacak beraberinde karamsarlığı ortadan kaldıracak yepyeni sinema ve dizi projelerini harekete geçirecektir. - Sempozyum teması Anadolu’nun İrfan Çağı içerisinde dünyanın hemen hiç dikkate almadığı kız evlatlar vasıtasıyla halka karışmak düşüncesinin pratik örneği medyanın beyazperde ya da ekran kaleminde hedef kitleye ulaştırılması yalnızca nostaljik duygulara hitap etmeyecek aynı zamanda bireyin, toplumun ve bütün dünyanın iliklerine kadar hissettiği eksiklikleri giderme de ülkemizden rol model örnekler takdim edecektir. Zira insan şartlar ne olursa olsun azimli ve kararlı yolculuğunu sürdürecektir.
“Yaşananların silinmesi imkan dahilinde değildir. Beden, beyin, zihin kayıt tutmaktadır.
Travmanın hasarı ne kadar ağır olursa olsun sabır taşının öğüttüğü besinin bereketini artırmaktadır. Kayıplar, arkasında bırakanların avunacakları çok geçmeden ona karışıp gideceklerin değerleridir.
Kazanımlar ise anın açıklarını kapama, yarını yönetme stratejilerinin maddi cihetidir.” Hayat devam edip gitmektedir.
- Sekiz asır evvel şehre intikal edip ahali ile bütünleşen Kınık boyunun hanedan kızlarının hayat hikayelerine sinema sanatının çekiliğinin eklenmesiyle yürütülecek film ve dizi projeleri sihirli temsiliyetin ötesinde Türkiye’ye, Türk Dünyasına, İslam alemine, cümle cihana ihtiyaç duyduğu gerçek rol modelleri yansıtacaktır.
Payitahttan beylik merkezi Sahipata’ya geçiş ve sonrasındaki gelişmeler Anadolu’nun irfan çağındaki sarsılmaya rağmen Türk kültürünün dinamiklerinde kadının rolünü de ortaya koymaktadır. Sorular kısmında “Kadınana Temsiliyeti” konusuna akademik çevrenin ve Türk Dili Edebiyatı gençlerinin ilgisini yansıtan katkılar sağlandı.
Kapanış ile beraber toplamda 13 oturumda gerçekleştirilen uluslararası sempozyum disiplinlerarası işbirliğinin önemini bir kere daha hatırlattı.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |